Türkistan da Biziz, Kürdistan da…

SITKI CANEY
Türkistan da Biziz, Kürdistan da…
 
Çok daha fazla geç kalmamışken…

Henüz vakit varken,  az da olsa vakit varken…

Daha aklımızı tam yitirmemişken…

Çağın dijital ejderhası beynimizi büsbütün kirletmemişken…

Gönüldaşlar, yoldaşlar, ülküdaşlar…

Gelin, hesaba çekilmeden önce nefislerimizi hesaba çekelim, birbirimizi eleştirmekten vazgeçelim ve kararımızı artık verelim, tavrımızı belirleyelim.

Bütün zamanların bütün mazlumlarının çağlar boyunca dağ gibi biriken sesini, öfkesini, yüreğimizin derinliklerinde duyalım.

Duyalım ki, zulme artık yeter diyelim ve bunu tüm dünyaya ilan edelim.

Gelin, bugünden sonra bir daha hiç susmamacasına, yeniden, bir kez daha, hep birlikte, gür bir sesle, bir uçtan bir uca, bütün yeryüzüne var gücümüzle seslenelim.

Türkçe seslenelim, Kürtçe seslenelim, Farsça seslenelim, Arapça seslenelim, dünyanın bütün dillerinde seslenelim:

Biz ki, İbrahim’in milletindeniz, ey zalimler. Putlarınızı bir daha, bir daha kıracağız.

Nerede bir mazlum varsa,  hangi coğrafya olursa olsun ülkemizdir bizim, yeryüzünün en ücra köşesi de olsa oraya varacağız.

Her fiskenin, her kamçının, her kelepçenin, her kurşunun, her idamın hesabını tek tek soracağız.

Ne Endülüs’ü unuttuk, ne Cezayir’i.

Ne Ömer Muhtar’ı unuttuk, ne Malik El-Şahbaz’ı.

Biz ki, İbrahim’in milletindeniz, ey zalimler. Türk olduğu kadar Kürt, Kürt olduğu kadar Fars, Fars olduğu kadar da Arap olan büyük bir milletiz.

Asla birbirimizi atmayacak, şeytanlarınızla birlikte kurduğunuz oyunlara gelmeyecek, yalanlarınıza aldanmayacağız.

Denge hesaplarınıza kurban olmayacak, yenidünya düzeni masalınıza kanmayacağız.

Biz ki, İbrahim’in milletindeniz, ey zalimler. Ey kendini dev sanan süper cüceler.

Bir daha yıkacağız, yıkılmaz sandığınız saltanatınızı.

Karışınıza hiç ummadığınız yerlerden çıkacağız.

Olup bitene gönül gözüyle bakacağız.

Asla bir daha hedefi şaşırmayacağız.

Biz ki İbrahim’in milletindeniz, ey zalimler. Milyonlarca İsmail’iz şimdi.

Mazlumuz.

Öyle mazlumuz ki, kırık değil artık kanadımız, kolumuz.

Bu yüzden kan ve gözyaşıyla yıkanmakta yolumuz.

Bu yüzden kıyamet meleğinin sura üflemesini çağırır gibi dalga dalga büyümekte çığlığımız.

Bu yüzden artık öldükçe kendimize sonsuz bir cennet, size korkunç bir cehennem olacağız.

Biz ki İbrahim’in milletindeniz, ey zalimler. Hakkı müdafaa edeceğiz sonuna kadar.

Nerede olursanız olun sizi bulacağız.

Hakkımızı alacağız.

Yeniden Rebeze’lerde Ebuzer Gaffari,  Kafkasya’larda Şeyh Şamil, Küba’larda Che Guevara olacağız.

Biz ki İbrahim’in milletindeniz, ey zalimler. Unutmadık, unutmayacağız. Ne Kerbela’yı, ne Srebrenitsa’yı. Ne Halepçe’yi, ne Hiroşima’yı.

Kuytuluklarda vuruldu çocuklarımız.

Acıyla yoğrulduk, acı en yakın tanıdığımız.

Ölülerimizi anıyoruz her dem, andıkça artıyor hıncımız.

Bu yüzden çağları aşar yaktığımız her ağıdımız…

Yeter artık horlandığımız, çalındığımız, yakıldığımız…

Yalnızca mazlumiyettir bizim kan bağımız, mazlumlardır bizim soydaşımız… 

Asla dilenmeyeceğiz, kalmasa da tek lokma ekmeğimiz, aşımız…

Biz ki İbrahim’in milletindeniz, ey zalimler. Korkun bizden, birbirimize kenetlenmemizden, beyazımızla, siyahımızla…

Doğu da bir bize Batı da, Kuzey de bir Güney de…

Filistin de biziz, Bosna da…

Kırım da biziz, Keşmir de…

Türkistan da biziz, Kürdistan da…

Biz ki İbrahim’in milletindeniz, ey zalimler. Vuracağız sizi canevinizden, beyazımızla, siyahımızla…

Hiç bilmediğiniz, bilemediğiniz, görmediğiniz, göremediğiniz daha nice silahımızla…

Ve duamızla, ahımızla…

 

13 Temmuz 2009 / timeturk.com

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir