Tüm dünyaya ve nefsimize karşı ruhumuzun, öz benliğimizin özgürleşmesidir oruç.
Bütün tutsaklıklarımıza karşı en güçlü başkaldırıdır oruç.
Oruçla atarız üstümüze serili ölü toprağını.
Adeta yeniden diriliriz oruçla.
Yeniden varırız künhüne varoluşumuzun.
Oruçla başlar içimizde ve hayatımızda en büyük devrim.
Bir kez daha görürüz; uçsuz, bucaksız, öncesiz ve sonrasız, yüceler yücesi aşkın küçücük kalbimize nasıl sığabildiğini.
Ancak oruçla tam ve eksiksiz hatırlarız yeryüzünün bütün yoksullarını, bütün mazlumlarını, bütün gariplerini ve en çok o zaman ararız onlarla dayanışmanın, her şeyimizi paylaşmanın bütün yollarını.
Paylaştıkça güçleniriz oruçla, senliği benliği bırakıp biz oluruz ve birliğin sırrına ereriz.
“Olan olmayana verecek deriz.”
Oruçla, yeniden tevbe ederiz.
Yeniden ıslanırız sonsuz merhamet yağmurunun altında.
Yeniden canlanır da gözpınarlarımız, arınırız gözyaşlarımızla tüm kirlerimizden.
Oruçla yeniden hatırlarız bütün meleklerini aşkın.
Yeniden farkına varırız zayıflığımızdaki gücümüzün.
Bütün bunları oldurabilendir oruç, sadece aç kalmak değil.
En güçlü özgürlük duasıdır oruç, sadece el açmak değil.
İyiliğe, güzelliğe koşmaktır oruç, sadece günahtan kaçmak değil.
İftar vaktinde, cami minarelerinin yanan ışıklarıyla birlikte içimizde en ufak bir ışık yanmıyor, kalbimizde bir merhamet kıpırtısı olmuyorsa, iftar ya da sahur sofrasına otururken tek lokma ekmek bile bulamayan ve evsiz barksız olan insanları hatırlamayıp lokmalar boğazımızdan aşağıya kolayca iniyorsa, tuttuğumuz oruç değil, yediğimiz helal değil.
Orucumuzun her anı nefis ve varoluş muhasebesiyle geçmeli ki orucumuz gerçekten oruç olsun.
Alabildiğine kirlenen ve kirlendikçe bizi de kirleten bu dünyanın, yaşadığımız her an onurumuzdan, insanlığımızdan bir parçayı alıp götüren faizin, ipsizin pençesindeki bu anlamsız günlerin muhasebesini de yapalım ki orucumuz gerçekten oruç olsun.
Oruçla her bakımdan bütünleşmedikçe ne özgürlüğe doğru yol alabiliriz, ne de hakikatin eşsiz güzelliğini görebiliriz.
Ramazan günleri, orucun bize kavuştuğu, bizim oruca kavuştuğumuz günlerdir.
Bedenimizle ve ruhumuzla adeta sonsuz bir bahar iklimiyle buluştuğumuz günlerdir.
Bu kavuşmayı, bu buluşmayı gerçekleştirebilenlere ne mutlu, selam olsun o berrak gönüllere…
Hakikatin ışığıyla parlayan gönüllere…
Gariplere, mazlumlara, tüm Ebuzerlere…
Zulme direnenlere, oruçla sabredenlere…
Aşkın habercisi tüm erenlere…
Hakkı müdafaa edenlere…
Her yeri Kerbela bilenlere…
Çöllerden gül derenlere…
Maldan da, candan da verenlere…
Oruçla gidenlere, oruçla gelenlere…
Selam olsun.
Selam olsun.
Selam olsun.
Ve oruç için, oruçla gelen özgürlük için, hamdolsun rabbimize hamdolsun.
25 Ağustos 2009 / timeturk.com