Sorulacak, verdi mi olan olmayana…

SITKI CANEY
Sorulacak, verdi mi olan olmayana…
 
Haykırmak istiyorum.

Kıralım artık bu karanlık siyasetin şifrelerini.

Özgürleşelim diyorum. 

Hayır, kimseyi isyana teşvik etmiyorum.

Kıralım üstümüze kapanan kapıları ve önce nefsimize başkaldıralım, diyorum.

Yaklaşan yalancı bahara inanmıyorum.

Görmeden yaz geldi geçti diyeceğimiz bu kaçıncı bahar.

Değişen hiç bir şey yok, bir türlü kabuk tutmayan yaralarımızın artmasından başka.

Ve unuttuklarımız öyle çok ki, öyle çoğaldı ki aldırmayanlarımız hakka, hukuka.

Yine hayatımızın üzerine kumar, yine saflığımıza şamar üstüne şamar, yine yaklaşan bir seçim var.

Yine siyasetçilerin dilinde sahte umutlar,  yine siyasetin kanı para, yine her lider sütten çıkmış ak kaşık,  yine her parti özgürlükçü, yine her parti demokrat, yine her parti muhafazakâr.

Yine vatandaşın ekmeğine haciz,  yine bankalara büyük kar.

İyice karışmış her yanda at izi it izine. Alın teri karışmış tefeci faizine.

Yine kısmetin, nasibin adı şans, darbenin, muhtıranın adı balans…

Bir de iyi oynayan kazansın diyorlar…

Yine koyun can, kasap et derdinde, yine dolap, yine oyun var…

Yine herkes hokkabaz,  yine herkes birbirine yobaz, yine tepemizde balyoz var…

Plan içinde plan,  yalan içinde yalan var.

Aynı tabular, aynı köhne düzen, hep aynı numaralar.

Yine gözlerimiz bağlı, yine medya önümüzde duvar, yine zulme teminat yasalar.

Yine darbenin iktidarını sürdüren bir Anayasa var.

Yine eli, kolu bağlı,  hâkimler, savcılar.

Yine ekmek aslanın ağzında, yine gırtlağa kadar acılar.

Yine avını kolluyor pusularda avcılar.

Yine fitne dolu haber, yine fesada batmış yorum.

Neler oluyor anlayalım artık, zulmün yağması nereye kadar.

Artık bir daha unutmamacasına hatırlayalım diyorum.

Aslında “başıboş yaratılmadık”.

Burada vermemiz gereken büyük bir sınav var.

Hakikati bulmaktır biricik meselemiz ve hatırlayalım ki bütün baharların ötesinden, ötelerin ötesinden içimize akan, içimizde kaynayan bir sonsuzluk var.

Hatırlayalım ki artık yoksullar, mazlumlar, garipler olsun yeryüzünde iktidar.

Haykırmak istiyorum yüreğimin ve sesimin yettiği kadar.

Kıralım artık bu karanlık siyasetin şifrelerini.

Direnelim zulme sonuna kadar.

Değil mi ki yiğit olan, canını  hakka adar.

Hayır, kimseyi isyana teşvik etmiyorum.

İsyandan önce nice nisyan var.

Hatırlayalım diyorum, bir gün varacağız ulu divana.

O gün ki herkes için büyük gün, verilecek herkes için son karar.

Sorulacak bir bir, zalime, mazluma, kalpsize, halden anlayana.

Sorulacak, verdi mi olan olmayana…

 

27 Şubat 2010 / timeturk.com

                          

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir